Sahte ilaçların sisteme girmesi ve bu ilaçlarla geri ödeme kurumlarının dolandırılması günümüzde de tüm dünyayı etkileyen bir sorundur.

İlaç kupürlerinin yeniden basılması, daha önce geri ödeme kurumlarına satılmış ilaçların ambalajlarından çıkarılıp yeni bir ambalaja konularak defalarca satılması gibi yolsuzluklar geri ödeme kurumlarının ve bu bağlamda devletin zarar etmesine sebep oluyordu.

Reçetelerin ve geri ödeme işlemlerinin elle yapılıyor olması ise çok büyük bir insan gücü ve yoğun bir çalışma gerektiriyor, milyonları geçen reçete ve kupür sayısı ise kupür sahteciliğinin önünü açıyordu. Dahası kupürleri kesilen ilaçlar, kullanıcıda güvensizlik yaratıyordu.

2010 yılında Türkiye’de kullanılması zorunlu hale getirilen İlaç Takip Sistemi ve karekodlu ilaç kutuları sayesinde üretilen/ithal edilen tüm ilaçlar kayıt altına alınmaktadır. Artık ilaçlara ait her türlü üretim, satış, sarfiyat ve iade gibi işlemlerin takibi otomatik olarak yapılmaktadır.

İlaç Takip Sistemi ile ilaç takibi tamamen otomatik hale gelmiş, kupür kesme işi sona ermiştir. Sistem, üretici/ithalatçı, ecza deposu ve eczanelerden alınan bildirimlerin yanında geri ödeme kurumlarından alınan satış onayları ile bir ilacın yalnızca bir kez satılmasının kontrolünü yapar  ve yıllardır yaşanan kupür sahteciliğini önler. Kupürleri kesilmiş ilaç satışının bitmesi, kullanıcının yaşadığı güvensizliği ortadan kaldırıyor.

Kupür sahteciliğini önlemesinin yanında otomatik olarak yapılan ilaç kaydı, geri ödeme kurumlarının, insan kaynaklarını ihtiyaç olan birimlere yönlendirerek iş yükünü ve maliyetleri azaltmasına yardımcı olmuştur.  Kurumlara ve devlete mali açıdan da büyük fayda sağlamıştır.

 

Diğer Kazanımlar